arizona

Aslında yeni yıl gelmeden yeni yıl yazımı yayınladım, şimdi başka yazı yazıyorum, yeni yıl yazım eskidi yeni yıl girmeden.. ama kime ne, burası benim alanım istediğim zaman istediğim şeyi yazarım..Zaten ilham denen şey öyle istediğimiz zaman gelmiyor, gelince kalemi ele almasak bile klavye başına geçmek lazım.. çok geyik yaptım galiba.. internette dolaşırken süper bir yazı gördüm diyordu ki; *Hayatının süresini uzatamazsın fakat onun genişliğini ve derinliğini arttırabilirsin.. Allah'ım böyle bir söz söylemiş olmayı ne çok dilerdim, keşke bu sözü ben söylemiş olsaydım..Kıskandım sevgili Henry Louis Mencken'i.. bravo süper laf ettiş hoca.. Birde hayatı derinleştirmenin ve geliştirmenin yolunu söyleseydin tam süper olacakmış.. herhalde okumak derdin , daha çok okumak.. farklı farklı şeyleri okumaz, zenginleşmek.. Ozaman yeni yıl için bol bol kitap okumayı diliyorum :) *You can’t do anything about the length of your life, but you can do something about its width and depth.

Ayın 28 geldi bir yeni yıl yazı yazmak farz oldu.. Baştan söyleyeyim böyle tarihsel dönemeçlerin hayatımda bir değişim etkisi yaratacağına inananlardan değilim..Yani bana aslında ne daha çok mutluluk nede daha fazla mutsuzluk getireceğine inanmıyorum.. Ama adet olmuş bikere, Herkese iyi yıllar... Yılbaşına ülvi bir anlam yüklemememin sebebi hristiyan dünyasının ülkemizin kültürüne enjekte ettiği bir kültür olduğunu düşündüğümden değil yanlış anlamayın,insani mutlu olmaya programlayan bir aktivite oldugunu kabul etmek istemiyorum sadece.. Gayet iyi niyetle başlayan noel kutlamalarının günümüzde yozlaşmış hali beni tiksindiriyor..Daha fazla alışveriş daha fazla tüketim daha fazla tükenim. Not:2007 yılını göremeyecek olan tüm kurbanlıklar için üzgünüm..

Küresel ısınmanın sonuçlarını bu yıl daha iyi hissediyoruz. Seneye çok daha kötü olacak gibi.. Kış ortasında hala baharı yaşıyoruz, Akdeniz sahillerinde denize giriliyor ve uludağa henüz kar yağmamış.. Batman, Diyarbakır, Elazığ, Adıyaman, Kilis, Mersin, Niğde, Aksaray, Kırşehir ve Konya çevreleri "çok kurak", Iğdır, Mardin, Şanlıurfa ve Karaman çevreleri ise "çöl" karakteri gösteriyor.. Vay güzelim memleketim, ne hale geldi.. gerçi bu global bir sorun.. sadece bizim başımızda değil. Merak ediyorum, acaba kuraklık sorunu dünya problemi olduğu için mi hiç bişey yapılmıyor, nasıl olsa büyük kurtarıcımız amerika bizi kurtarır diye mi düşünülüyor. Aşırı yağış ve sellerin yıkıcı etkisinin ardından Türkiye'de tarım yapılan alanların "çölleşme" tehdidi altına giriyor,Konya'da su kalmadı! Yuvacık barajı kurudu! Tarım ülkesi için ne büyük bir tehdit!. Acil önlem, Acil önlem, ve çevreye daha çok saygı lütfen

Şeb-i Arus lügat manası düğün gecesi demektir. Hz. Mevlana kendi ölümüne Rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma, yani düğün gecesi demiştir. Şeb-i Arus, Mevlânâ'nın ölüm gününün hatırası olarak yapılan merasim için de kullanılan bir tabirdir. Bu merasimin gecesine aynı zamanda "Leyletü'l-Arûs" da denilir. Şeb, Farsça; Leyle, Arapça "gece" demek olduğu için tabirlerin ikisi de aynı manâya işaret etmektedir. "Ya olduğun gibi görün, Ya göründüğün gibi ol." "Biz güzeliz sen de güzelleş, bizim huyumuzla huylan, başkalarının huyunu bırak. Cevher madeni olmak istiyorsan, gönlünü aç, göğsünü deniz haline getir." "Gene gel! gene gel! Her ne isen gene gel! Kafirsen, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan da, gene gel, Bu bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil, yüz kere tövbeni bozmuşsan da gene gel!" "Gönül güzelliği geçmez güzelliktir. O güzelliğin devleti Ab-i Hayatin sakisidir." Hz. Mevlânâ inşallah bir gün Şeb-i Arus ...

Söze Karadeniz müziğini bana sevdiren kişi diye başlamak istiyorum, Kazım Koyuncu . Gerçekten süper ses, süper yorum. Başka söze gerek yok.Gidişiyle öksüz kaldı Karadeniz rock müziği.. Ölüm Allah'ın emride böyle kıymetli insanların erkenden gitmesi beni çok üzüyor. Hele birde ölüm sebebi kanserse, hele hele karadenizden bir kanserliyse daha da üzülüyorum . Devletin kabul etmediği, sırf tazminat ödemekten kurtulmak için kabul etmek istemediği karadeniz insanının kanser mücadelesi. Arkadaşım diyor ki, 2-3 evden birinde kesinlikle bir kanser acısı var. Önlem almak bu kadar zormu, bilmiyorum.. Kazım koyuncu şimdi şarkılarıyla yaşıyor. Ne mutlu. Onu sevenlerine inanılmaz güzellikte şarkılar bıraktı. Kendim adına ne bırakacağım, yaşadığımı bileceklermi diye düşünüp kendime de üzülüyorum. Ama bu balka blog yazısına kalsın. Güzel bir Şevval Sam, Kazım Koyuncu düeti http://www.youtube.com/watch?v=bbpspuWweTQ&mode=related&search= Sevgiler.

Avrupa Birliği biraz fazla olmuyor mu gerçekten? Limanları aç, Kıbrısı ver, Ermenistana kapı aç, ruhban okulu aç gibi binbir istek sıralıyor ardı arkasına. Sizce de fazla ecnebi nazı Anadolu delikanlısını usandırmazmı? Yapılan anketlerde AB heyecanının hem vatandaş hemde hükümet nezlinda kaybolduğunu gözteriyor. Vermekten çok almak isteyen avrupalılara karşı tepki sadece istediklerinde dğil sanırım. Uygulanan çifte standartlar bir yana bence kendi ülkelerinde, kendi dininden ırkından olmayan tüm siyah derililere, müslümanlara karşı akıl almaz uygulamalarınıda eklemek lazım. Tamam Avrupa insan haklarınının, demokrasinin beşiği olmuş, özgürlük, adalet gibi kavramların yaşamımıza va yasamıza girmesine sebep olmuş olabilir ama şimdi o durumdan uzaklaşmış, faşist bir görünümü var gibi..İslami hala ilkellikle eşleştiren hristiyan klubü görüntüsün veren AB bence bizden koparmaya çalıştığı tavizleri bir kenara bırakıp biraz kendini değiştirmeli, ve dünyanın geri kalanıyla barışmalıdır.

Sevgili Blog, biliyorum çoktandır yazamıyorum, aslında yazacak öyle çok şey birikti ki.. neyse, başlayalım Biliyorsun yeni işe başladım, belirgin bir problemim yok iş yerimle ilgili. Genel olarak memnunum. Yanlız bir problem var ki, moralimi çok bozuyor. Başlıktanda anlayacağınız gibi sorunum sigara.Sigara içme oranı oldukça yüksek bir şirket burası. Böyle olunca sigara içmeyenler ve bundan rahatsız olanlar azınlıkta kalıyoruz, dikkate alınmıyoruz. Toplantı yaparken bile pofur pofur sigara içilen bir yer burası.. daha önce hiç görmemiştim böyle bişey. Genel olarak ortam çok kötü ve ağır kokuyor. insanlar sigara içmeyi tercih edebilir, bütün o zararlarını görmemezlikten gelebilir. Kendi seçimleridir bişey diyemem ama çevresine zarar veren ve bunu önemsemeyen duyarsız insanlara çok kızıyorum... Sigara içmediği halde pasif içici konumunda kalıp sigaranın binlerce zararına maruz kalmak moralimi bozuyor.

Tokatlı Ustadan muhteşem şov, çok kullanımlık yumurta sepeti http://www.youtube.com/v/wXH_l4IvfGk