arizona

Alt tarafı bir çift organla bu kadar çok iş başarıldığı görülmemiştir. Yeryüzündeki bütün canlıların gözleri sadece, bakıp görmeye yaradığı halde kadın kısmı, neredeyse bir tek ortalığı süpüremez gözleriyle... Sever, sevişir, beğenir... Döver, küser, barışır.... Nefret eder, hesap sorar, azarlar... Kovar, bağırır, çağırır, alay eder... Erkek de bir insanoğlu, o da yapar demeyin! Erkekler her durumda öyle bön bön bakarlar. Asla, ne demek istediklerini anlamazsınız. Gözlerini konuşturan sadece kadınlardır. Çocukluğunuzu düşünün... Annenizin bin türlü bakışı gelecektir aklınıza. Misafirler gitsin, ben sana gösteririm bakışı... Hadi artık odana git, yat bakışı... Ağzını şapırdatma! bakışı... Kıçım tutulsaydı da seni doğurmasaydım bakışı... Aynı babası bakışı... Babanızdan bir bakış var mı, aklınızda? Hiç zannetmiyorum olduğunu. Babayla göz göze bile gelinmez öyle zırt pırt. Şimdi de büyüklüğünüzü düşünün... Kaç kadın bir bakışın peşinden gitmiştir? Hiç.. Peki kaç erkek bir bakış uğruna odu...

Oğuz Emre, yaşıtlarına göre önce yürüdü, yaşıtlarına göre daha uzun ve kilolu bir çocuk. Ama gel gelelim konuşma konusunda biraz ağırdan alıyor. 21 aylık bir çocuğa göre kelime hazinesi oldukça dar. Ne zaman konuşacak , konuşacak mı derken birkaç gündür ağzından 1-2 hece dökülmeye başladı. Tabii ben zevkten dört köşeyim :) Çok tatlı bir ses tonu var, çok güzel söylüyor kelimeleri.. bayılıyorum. Henüz anne dememiş olsada bişiyler söylemesi beni acayip sevindiriyor. -aylin diyorum -ayiii -irem -iyeee -yiğit -yit -alp -aap -elif -baba -anne -baba :))) koparyıro bazen beni elifin ben olduğumu biliyor, bana bakıp baba diyor, anlamadım :) ama haftasonu Ali dedesinin yanına gittik, dede, dede diye dolandı dedesinin peşinde, çok hoşuma gitti. Pencereye çıkıp bahçeye dede dede diye bağırıyor. Gerisini getirmiyor ama olsun, sesini duyurması , bişiyler söylemeye çalışması büyük sevinç uyandırdı bende.. birde hayvan seslerini taklit ediyor, ençok eşşeği biliyor ve eşşeği seviyor -Eşek -ai ai -ö...

Her son gibi hüzünlü bir son oluyor. Oluyor diyorum çünkü hala bitmedi, hem benim kafamda, hemde sanırım canımın kafasında da.. Emzirmek gerçekten çok özveri gerektiren zor bir iş. İlk başlarda zorla emzirmeye çalıştığım oğlumu şimdi zorla emmekten vazgeçirmeye çalışıyorum. Hem onun için çok zor bir süreç hemde benim için. O kadar alışmışız ki birbirimize.O da ben de zorlanıyoruz. Ama buna mecburuz. Emmenin emzirmenin faydaları malumuzun, tekrar bahsetmicem. Belki kendi vicdanımı rahatlatmak için olacak ama fazla emmenin zararlarını yazacağım buraya. 1-Uzun süre emen bebeklerde sosyal ilişki kurmada güçlük, içe dönüklük, sosyalleşememe özgüven geliştirememe gibi davranış problemleri ortaya çıkabiliyormuş. 2-Meme emmek bebeğin dişlerini etkilermiş. Çürük riskini arttırır. Gece uyurken ağzında süt kalıntıları olması çürüklere sebep olmaktaymış. 3-Anne sütü alan bebekler diğer ek gıdalara ilgisi azalacağı için iştahı azalabilir. 4-Kendini rahatlatacak diğer becerileri edinemeyebilir, keşf...

19 Eylül ramazan bayram haftasını izin ile tamamlayıp, 9 günlük tatil yaptık ma aile.. Tabii annanemizde doğru memlekete. Bizde babanne ve dede ziyareti hemde tatil amaçlı olarak Bodrum'daydık. Diğer tatillerimize göre daha güzel geçti bu tatilimiz. Hastalık gelir gibi oldu ama hafif atlattık çok şükür. Peditus sağolsun :) neyse gelelim ayrıntılara. Eylül'ün 2. yarısı bodrum için oldukça sakin bir zamanmış. Kalabalık yok, itiş kakış yok, aşırı sıcak yok.. çok daha sakin çok daha huzurlu ve güzeldi heryer. Bayram münasebeti ile bayramlaşmalar salı gününe kadar sürdü. Gidenler gelenler oldu, biz gittik. Bol bol tatlı, çikolata yendi, bol bol Oğuz Emre'nin peşinden koşuldu. Daha sonra biz artık denize girmek , deniz kokusu almak istiyoruz deyip sabah hahvaltısından sonra yollara düştük. Bir gün Aspat'ta denize gittik. Diğer gün Yalıkavak'ta, diğer gün Göltürkbükünde.. Çok şükür hepsi çok keyifliydi. Oğuz emreyle plajda bol bol oynadık. Denize taş attık ve suyla oynadık...