Her sabah konuşuyoruz oğlumla, hergün özlemim daha da derinleşiyor, her sabah onunla uyanmak, tepemde zıplaması, beni zorla yataktan kaldırmasına izin vermeyi bile özledim. Telefonda konuşmayı pek sevmiyor bizim tospağa, genelde sorularıma cevap alamıyorum, konuyu dağıtıyor veya şımarıklık ediyor. Az önce konuştuğumuzda bol bol 6yla 8 yanyana gelirse kaç eder 3le 4 yan yana gelirse kaç olur tipinde sorular sordu. Sonra bana gelirken birsürü puzzle getir tamam mı dedi. Mater, şerif, sally, mcqueen, doc hodsun daha bir sürü kahraman saydı. Nasıl bulacaksam onları. Bulduklarımı alırım annecim dedim, sonra tekrar şımarmaya başladı, ben anne bile diyemem, ben sadece iif diyebilirim, ben zaten bebeciğim, bebeciğin aynına gelcen mi dedi. sonra kapattı.Canım bebeğim.
İş Başı
18 hafta 18 gün gibi geçti, bitti ve yine iş yerindeyim. Kuzucuğumu özledim bugün, onunda beni özlediğini aradığını düşününce daha da kötü oldum. Ne çabuk ayrıldık, ne çabuk büyümen gerekti bebeğim. Yaşarken hayatı unutmak, insan denen varlığın tuhaf çelişkilerinden biri. Bir de tabii, kimi zaman hayatı hatırlamamıza izin vermezler. İşler başladığında kafamı işe vermem gerektiğinde seni daha mı az düşüneceğim, gögüslerimde senden ayrılığın sızısını daha az mı hissedeceğim. Fotoğraflarına daha mı az bakacağım
Comments