Yunan Adaları Tatili
Unutmadan not alayım diyorum, yarın hiçbirşey kalmıyor yoksa.
Eşim ve ben bayram tatilinde çarşamba-pazar şeklinde başbaşa gemi ile yunan adaları turuna katıldık. Genel olarak güzel bir turdu. Keyifliydi değişikti. Tekrarlayalım dedik birbirimize.
İlk durağımız İzmir'di. Yeni dünyaya gelen yeğenimi görüp öpüp kokladıktan sonra, akşam Ocean Megestic gemisi ile Rodos'a doğru yola çıktık. Odamız küçüktü biraz, hatta yataklar bile tek kişilikti, neyse çok sorun çıkarmadık.
İlk durak Rodos adasıydı. Ben genel olarak ençok bu adayı sevdim zaten. Denize de girdik burda. Türk izlerinin de olduğu tek yerdi zaten. Belki o yüzdenhoşuma gitt. Adanın nüfusunun %20 kadarı Türkmüş zaten. Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalmış, ozamandan kalan camii, medrese, kütüphane, çeşme gibi klasik Osmanlı yapılarını görmek güzeldi.







Ayrıca Sen Jean şövalyelerinden kalma surlar çok iyi korunmuş. İç içe geçmiş surlarla çevrili kale, saray. Surlar içinde hala yaşam var. Gelişmiş sayılır, en büyük adalarından biri zaten yunanistanın. Ayrıca adada su olması da ayrı bir güzellik, golf resort, zara mango gibi dükkanlar da vardı.
Çok güzel bir sahilde denize de girdik. İyi oldu, bana kıbrısta girdiğim denizi hatırlattı, tuzlu, uzun kumsallı, sığ sıcak bir deniz..
Tur ile gittiğimiz yer ise Lindos şehri ve akropolis idi.
Gece yolculuğundan sonraki durağımız Santorini idi.Santorininin enteresan bir coğrafi yapısı var. Volkanik bir patlama sonucu oluşmuş, aslında gemi yanaştığında ben yanık kokusu aldım, sis duman gibi, hala aktif bişeyler var sanırım. Kayıp kıta atlantisin de burada olduğu düşünüyolrmuş. Ama denizin dibinde çalışma yapılamıyormuş çünkü hala çok sıcakmış. evlerin çatılrı mavi, balkonları kapıları birbirinin dibinde. Balayı yapan çiftlerin uğrak yeriymiş, çünkü sözümona dünyanın en romantik adasıymış. Yersen. Pekte bir numarası yok. Güzel bir manazası var tabii, haksızlık etmeyelim.Sade şirin bir yer. Gemi yanaşamadı, limanı yok. Karaya botlarla çıktık, sonrasında da teleferik var. bol bol eşek görebilirsiniz, en çok kullanılan ulaşım ve taşıma aracı :) Kilise ve şapelcik dolu bir yer. Biz tur ile ioa köyüne gittik.




Gece yolculuktan sonra sabah Pire limanına indik, Pire ve Atina artık birleşmiş yerleşkelermiş. Eskiden ayrılarmış gerçi, şehir kalabalıklaştıkça büyümüş, bildiğin İstanbul gibi :) zaten İzmire çok benzettim Atinayı. Kordon boyu filan, evler aynı İzmir'de hissi veriyor. Yanlız şehrin merkezinde denize girilebiliyor, kıskandım doğrusu, limanlarında bile deniz pırıl pırıl. Atina şehir turu ve akropol ziyareti yaptık, serbest zamanda Atina sokaklarında dolaşıp alışveriş yaptık. Yine Atina en ucuzuydu, adalar olabildiğine pahalıydı birşey alamadım. Zaten Türkiye'de olmayan birşey görmedim. Görseydim alacaktım, kültürler aynı resmen. Baklavaymış, kadayıfmış,musakkaymış herşey aynı, uzun yıllar birlikte yaşamış bu toplumlar arasında bu denli düşmanlık olması garip bence.
Parthenon tapınağını da görme şansımız oldu, oldukça etkileyici bir yer. Tepeye inşaa edilmiş, şehre hakim, kritik bir noktada. Osmanlılar burasını cephanelik olarak kullanmışlar ve Venediklerin toplarından kurtulamamış, klasik yunan mimarisinde yapılmış bir tapınak.
Eşim ve ben bayram tatilinde çarşamba-pazar şeklinde başbaşa gemi ile yunan adaları turuna katıldık. Genel olarak güzel bir turdu. Keyifliydi değişikti. Tekrarlayalım dedik birbirimize.
İlk durağımız İzmir'di. Yeni dünyaya gelen yeğenimi görüp öpüp kokladıktan sonra, akşam Ocean Megestic gemisi ile Rodos'a doğru yola çıktık. Odamız küçüktü biraz, hatta yataklar bile tek kişilikti, neyse çok sorun çıkarmadık.
İlk durak Rodos adasıydı. Ben genel olarak ençok bu adayı sevdim zaten. Denize de girdik burda. Türk izlerinin de olduğu tek yerdi zaten. Belki o yüzdenhoşuma gitt. Adanın nüfusunun %20 kadarı Türkmüş zaten. Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalmış, ozamandan kalan camii, medrese, kütüphane, çeşme gibi klasik Osmanlı yapılarını görmek güzeldi.
Ayrıca Sen Jean şövalyelerinden kalma surlar çok iyi korunmuş. İç içe geçmiş surlarla çevrili kale, saray. Surlar içinde hala yaşam var. Gelişmiş sayılır, en büyük adalarından biri zaten yunanistanın. Ayrıca adada su olması da ayrı bir güzellik, golf resort, zara mango gibi dükkanlar da vardı.
Çok güzel bir sahilde denize de girdik. İyi oldu, bana kıbrısta girdiğim denizi hatırlattı, tuzlu, uzun kumsallı, sığ sıcak bir deniz..
Tur ile gittiğimiz yer ise Lindos şehri ve akropolis idi.
Gece yolculuğundan sonraki durağımız Santorini idi.Santorininin enteresan bir coğrafi yapısı var. Volkanik bir patlama sonucu oluşmuş, aslında gemi yanaştığında ben yanık kokusu aldım, sis duman gibi, hala aktif bişeyler var sanırım. Kayıp kıta atlantisin de burada olduğu düşünüyolrmuş. Ama denizin dibinde çalışma yapılamıyormuş çünkü hala çok sıcakmış. evlerin çatılrı mavi, balkonları kapıları birbirinin dibinde. Balayı yapan çiftlerin uğrak yeriymiş, çünkü sözümona dünyanın en romantik adasıymış. Yersen. Pekte bir numarası yok. Güzel bir manazası var tabii, haksızlık etmeyelim.Sade şirin bir yer. Gemi yanaşamadı, limanı yok. Karaya botlarla çıktık, sonrasında da teleferik var. bol bol eşek görebilirsiniz, en çok kullanılan ulaşım ve taşıma aracı :) Kilise ve şapelcik dolu bir yer. Biz tur ile ioa köyüne gittik.
Gece yolculuktan sonra sabah Pire limanına indik, Pire ve Atina artık birleşmiş yerleşkelermiş. Eskiden ayrılarmış gerçi, şehir kalabalıklaştıkça büyümüş, bildiğin İstanbul gibi :) zaten İzmire çok benzettim Atinayı. Kordon boyu filan, evler aynı İzmir'de hissi veriyor. Yanlız şehrin merkezinde denize girilebiliyor, kıskandım doğrusu, limanlarında bile deniz pırıl pırıl. Atina şehir turu ve akropol ziyareti yaptık, serbest zamanda Atina sokaklarında dolaşıp alışveriş yaptık. Yine Atina en ucuzuydu, adalar olabildiğine pahalıydı birşey alamadım. Zaten Türkiye'de olmayan birşey görmedim. Görseydim alacaktım, kültürler aynı resmen. Baklavaymış, kadayıfmış,musakkaymış herşey aynı, uzun yıllar birlikte yaşamış bu toplumlar arasında bu denli düşmanlık olması garip bence.
Parthenon tapınağını da görme şansımız oldu, oldukça etkileyici bir yer. Tepeye inşaa edilmiş, şehre hakim, kritik bir noktada. Osmanlılar burasını cephanelik olarak kullanmışlar ve Venediklerin toplarından kurtulamamış, klasik yunan mimarisinde yapılmış bir tapınak.
Comments