Oğuz Emre'den
Okulu seviyoyum anne, beni merak etme diyor küçüğüm. Eğleniyoyum falan diyo. iyi yani okul. memnunum.
Gerçi bir rahatsızlığım var okuldan. Çok ilgililer seviyolar Oğuz Emre'yi bayaa uğraşıyolar, ağlatmıyolar falan, eğlendiriyolar. Ama kreş deyince benim aklıma bi sürü çocuk şarkısı öğrenmiş, şiirler okuyan masallar öğrenmiş, oyunlar oynayan bir çocuk geliyor. Ama oğlumda öyle bişey pek göremiyorum. Varsa yoksa ingilizce. It is a dog gibi cümleler bile kuruyor. Bu hoşuma gidiyor mu, evet fena değil, hani öğreniyo ilgisi var falan ama daha çok erken olduğunu düşünüyorum, nasıl olsa öğrenecek ingilizceyi, şimdi değilse ilkokulda değilse lisede olmadı üniversitede, ama bir daha çocuk şarkısı öğrenebilir mi, sanmıyorum.
Biraz daha fazla çocukluğunu yaşıyor olmalı diye düşünüyorum. Zaten bazen ben bebeğim benim dilim yok dişim yok, yemek yiyemem, ben yürüyemem beni kucağında taşı ben konuşamıyoyum falan diyor, sanki bebekliğine bir özlem var.
Dün akşam biraz sıkıştırdım oğlum size şarkı öğretmiyolar mı dedim, söylemek istemedi pek ama sonunda söyledi , az da olsa, sağ bacak sol bacak, eller havalanacak, sağ dirsek sol dirsek etrafımızda dönecek gibi bişiy. Güzel hoşuma gitti. Pek sevmiyorum dedi gerçi. Ayrıca dün akşam Tuğçe öğretmen masal anlattı dedi, ne masalı oğlum bana da anlatır mısın dedim, sen de gel okula sana da anlatsın dedi, dedim oğlum ben gelemem ben büyüğüm, küçük ol ozaman dedi, dedim olamam oğlum büyümüşüm ben artık, dedi ki mamanı az yersen küçülürsün :) canım yaa, yine güldürdü beni. Ayrıca sen de mi bebektin, sen de mi okula gidiyodun falan diyo arada. Dün akşam ayrıca ben baba olucam dede olucam sonra itfaiyeci sonra da polis olucam dedi :) sen ne olacaksın anne dedi, ben bilgisayar mühendisi oldum oğlum dedim, Ezgi öğretmen de bilgisayar mühendisi dedi. Bilgisayar derslerine giren öğretmenin adını da öğrenmiş olduk :)
Hayat oğlumla hızla geçiyor, hergün yeni bir heyecan. Birde şu ayakkabı olayını kıyafet olayını çözsek. Ben kışı sevmiyorum, yazı seviyorum diyor, yaz gelsin diyor. Mont giymek istemiyor, yazlık ayakkabılarını giymek istiyor, yeni aldığımız ayakkabıları giymiyor bir türlü. Öyle zorluklar çıkartabiliyor ki anlatması zor. Ayrıca haftasonu ben görmedim ama babasına çarpmış, ayağı acımış sanırım, fakat ciddi bişiy değil anladığım kadarıyla fakat bizim ki hala ayağının üstüne basmıyor,acımıyo diyo ama yine de basmıyor, taktı mı takıyor işte.
Gerçi bir rahatsızlığım var okuldan. Çok ilgililer seviyolar Oğuz Emre'yi bayaa uğraşıyolar, ağlatmıyolar falan, eğlendiriyolar. Ama kreş deyince benim aklıma bi sürü çocuk şarkısı öğrenmiş, şiirler okuyan masallar öğrenmiş, oyunlar oynayan bir çocuk geliyor. Ama oğlumda öyle bişey pek göremiyorum. Varsa yoksa ingilizce. It is a dog gibi cümleler bile kuruyor. Bu hoşuma gidiyor mu, evet fena değil, hani öğreniyo ilgisi var falan ama daha çok erken olduğunu düşünüyorum, nasıl olsa öğrenecek ingilizceyi, şimdi değilse ilkokulda değilse lisede olmadı üniversitede, ama bir daha çocuk şarkısı öğrenebilir mi, sanmıyorum.
Biraz daha fazla çocukluğunu yaşıyor olmalı diye düşünüyorum. Zaten bazen ben bebeğim benim dilim yok dişim yok, yemek yiyemem, ben yürüyemem beni kucağında taşı ben konuşamıyoyum falan diyor, sanki bebekliğine bir özlem var.
Dün akşam biraz sıkıştırdım oğlum size şarkı öğretmiyolar mı dedim, söylemek istemedi pek ama sonunda söyledi , az da olsa, sağ bacak sol bacak, eller havalanacak, sağ dirsek sol dirsek etrafımızda dönecek gibi bişiy. Güzel hoşuma gitti. Pek sevmiyorum dedi gerçi. Ayrıca dün akşam Tuğçe öğretmen masal anlattı dedi, ne masalı oğlum bana da anlatır mısın dedim, sen de gel okula sana da anlatsın dedi, dedim oğlum ben gelemem ben büyüğüm, küçük ol ozaman dedi, dedim olamam oğlum büyümüşüm ben artık, dedi ki mamanı az yersen küçülürsün :) canım yaa, yine güldürdü beni. Ayrıca sen de mi bebektin, sen de mi okula gidiyodun falan diyo arada. Dün akşam ayrıca ben baba olucam dede olucam sonra itfaiyeci sonra da polis olucam dedi :) sen ne olacaksın anne dedi, ben bilgisayar mühendisi oldum oğlum dedim, Ezgi öğretmen de bilgisayar mühendisi dedi. Bilgisayar derslerine giren öğretmenin adını da öğrenmiş olduk :)
Hayat oğlumla hızla geçiyor, hergün yeni bir heyecan. Birde şu ayakkabı olayını kıyafet olayını çözsek. Ben kışı sevmiyorum, yazı seviyorum diyor, yaz gelsin diyor. Mont giymek istemiyor, yazlık ayakkabılarını giymek istiyor, yeni aldığımız ayakkabıları giymiyor bir türlü. Öyle zorluklar çıkartabiliyor ki anlatması zor. Ayrıca haftasonu ben görmedim ama babasına çarpmış, ayağı acımış sanırım, fakat ciddi bişiy değil anladığım kadarıyla fakat bizim ki hala ayağının üstüne basmıyor,acımıyo diyo ama yine de basmıyor, taktı mı takıyor işte.
Comments