Rio
oğlumla gittiğim ilk çizgi film Rio.
http://www.imdb.com/title/tt1436562/
Dün , yine hasta olduğum ve raporlu olduğum için evdeydim ve oğlumu okuldan erken aldım. Eve dönmeyelim bişeyler yapalım diye düşünürken Rio çıktı karşımıza, 3 boyutlu animasyon çizgi filmi. Ona girmek istedi, bir çizgi film seçeneği daha vardı aslında. Neyse, oğlumun ilk sinema deneyimiydi. eğlendi, 3 boyutlu gözlüğünü de taktı. Arada sıkıldı ve çıkardı ama sevdi genel olarak. Arada gülümsedi bazen kahkaha attı , zevk aldı yani çok hoşuma gitti, ayrıca Rio'ya gitme isteği uyandırdı bende de, yarın yine gidelim dedi. Ve gerçekten ertesi gün hadi anne Rio'ya gidelim dedi :) Olmaz annecim her zaman gidilmez demem hoşuna gitmedi tabii, çünkü o çizgi filmleri günlerce bıkmadan usanmadan izleyebiliyor, yaklaşık bir ay sonra sıkılıyor ve ben bunu izlemek istemiyorum diyor :). O huyu bana çekmiş sanırım, ben de bazen playlistimde aynı şarkıyı günlerce dinlerim, sonra uzun zaman dinleyemem tekrar :)
Neyse bu aralar oğlum çok çok akıllandı. Akıllandı dediysem artık uslu akıllı söz dinleyen bir çocuk olduğu anlaşılmasın o anlamda söylemedim. Kurduğu cümleler olaylara yaklaşım bakımından. Yoksa şımarıklık ve söz dinlemezlik hat safhada. Öğretmeni de şaşırıyor, ben burda hiç bir sorun yaşamıyorum, keşke burda sorunlu olsa da düzeltsek diyor, siz evde beceremiyorsunuz der gibi. Oğuz emre maalesef yapma denen şeyi yapma konusunda aşırı inatçı, senin dediğin değil benim dediğim olacak modunda. Çok kararlı ve sonuna kadar zorluyor şansını.Bazen ceza da alıyor ama iyice abartıyor o zaman. Kızıyor, git , artık seni sevmiyorum, sen öl, bidaha bize gelme falan diyor, öfkesi kolay geçmiyo :)
Fiziksel gelişimine gelince 104cm olmuş. Doğduğunda 52 cmdi. Kendini ikiye katlamış, kilo almıyo pek. Sevdiği yiyecekler dışında bişeyler yedirmek imkansız. Zaten yemek yedirmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Söz dinlemiyor, kandıramıyorum da eskisi gibi.Masalllar kifayetsiz kalıyor
Aklıma geldikçe yazıyorum, kopuk kopuk oluyor gerçi, sık sık ingilizce kelimeleri soruyo bana, polis ne demek ingilizce diyor, police dedim ben, biraz farklı bir aksaanla söyledim sadece, hayır sen bilmiyosun policeman olacaktı diyo :) ne desem haklısın oğlum dedim. Akşam da otobüs ne demek dedi ingilizce bus oğlum dedik, hayiiiy double deck bus dedi, yuhh dedim, daha neler duyacağız :) körüklü otobüs demekmiş, babası bana yardımcı oldu :)
Öyle işte, bazen bizi kahkahalarla güldürüyor, mutlu ediyor, bazen sinirlendiriyor.
Sinemaya gittiğimiz gün sinema saatine kadar dükkanları dolaştık, acayip mutlu oldum, benim oğlum büyümüş. Bana eşlik etti çok güzel bir şekilde. Bana fikir verdi falan. Kolye bakıyordum mesela, gidip bitane beğeniyor, bu nasıl anne diyor, takıyorum nasıl oldu diyorum, fena olmadı diyor, başka bitane ben de gösterip takıyourm bu nasıl oldu diyorum, bu daha iyi oldu diyor, acayip tatlı yaa, sonra bi tane daha getirdi, çok çok güzeldi çok beğendim taktım nasıl oldu dedim, iyi görünüyor anne dedi, satıcı kızda şoka girdi, sen neler biliyosun falan dedi , çok eğlenceliydi gerçekten.
Ayrıca beni izleyip gözlemlemesi de hoşuma gidiyor, mesela sen portakalı çok seviyosun dimi anne dedi geçen , bi günde o muz yiyor, küçük muzlardan 7-8 tane yiyebilme kapasitesi var. Ben bi tane yiyorum genelde. Bir tane daha istedim olmaz anne diyor sen hep bir tane yersin, sana bu kadar yeter :)
Akşamları genelde kendi odasında kendi yatağında yatıyor ama çiş sorunu devam ediyor ne yazıkki, hatta birlikte yatarkenkinden daha sık bir şekilde çişini altına yapıyor maalesef. Öğretmeniyle de konuştuk ama şimdilik işe yaramıyor, yanlışlıkla oldu, farkedemedim falan diyor. Kızamıyorum tabii, kızılacak bişey değil zaten.
Kardeşiyle ilgili de oldukça heyecanlı görünüyor eskisinden daha istekli görüyorum, inşallah doğumdan sonra da böyle devam eder. Kerem diyoruz kardeşine. Sen kerem diyemezsin diyor, o benim kerem'im. Sadece ben Kerem diyebilirim diyor, çok sahiplenmiş bir hali var ne zaman doğacak diye de soruyo sürekli. Onu ben beslicem, arabasını ben kullanıcam diyor, bakalım göreceğiz.
23 nisan hazırlıkları var okulda. Heyecanlı biizmki de. Meksikalı çocuklar var, Amerikalı çocuklar var, japon çocuklar var alman çocuklar var diyor, onların hepsinin bayramı, bu bayramı bize Atatürk armağan etti diyor, o çoukları çok severdi ben de onu seviyorum diyor. Hatta japonya'ya gimek istediğini söyledi. Ahh oğlum ben de istiyorum, dedim, gidelim anne dedi. Kerem doğsun biraz büyüsün birlikte gidelim dedim, doğmasını bekleyemicem hemen gidelim dedi :) Babaya söyleyelim dedim, baba gelmesin birlikte gidelim dedi :)
Babasıyla trafik seti içeren bir oyuncak almışlar, bu aralar ilgisini trafik işaretleri çekiyor o yüzden. Birazdan kavşağa gireceksin anne, yavaş, Dur vardı durmadın suçlusun diyor, zaten kırmızı ışık yeşil ışıkları uzun süredir biliyor, onları takip ediyor, park edebilirsin bak park yeri diyor. Gözlemler süper.
Dil gelişimi de yaşıtlarından önce diye düşünüyorum. Bağlaç kullanımları falan çok başarılı, böyle olduğu halde şöyle yaptım falan dedi geçen, şaşırttı beni, akşamda sana basitçe anlatayım diyor, onun dışında biraz su iç bu kendini daha iyi hissetmeni sağlayacaktır, içim ferahladı gibi uygun alakalı laflar ediyor, mutlu ediyor bizi.
http://www.imdb.com/title/tt1436562/
Dün , yine hasta olduğum ve raporlu olduğum için evdeydim ve oğlumu okuldan erken aldım. Eve dönmeyelim bişeyler yapalım diye düşünürken Rio çıktı karşımıza, 3 boyutlu animasyon çizgi filmi. Ona girmek istedi, bir çizgi film seçeneği daha vardı aslında. Neyse, oğlumun ilk sinema deneyimiydi. eğlendi, 3 boyutlu gözlüğünü de taktı. Arada sıkıldı ve çıkardı ama sevdi genel olarak. Arada gülümsedi bazen kahkaha attı , zevk aldı yani çok hoşuma gitti, ayrıca Rio'ya gitme isteği uyandırdı bende de, yarın yine gidelim dedi. Ve gerçekten ertesi gün hadi anne Rio'ya gidelim dedi :) Olmaz annecim her zaman gidilmez demem hoşuna gitmedi tabii, çünkü o çizgi filmleri günlerce bıkmadan usanmadan izleyebiliyor, yaklaşık bir ay sonra sıkılıyor ve ben bunu izlemek istemiyorum diyor :). O huyu bana çekmiş sanırım, ben de bazen playlistimde aynı şarkıyı günlerce dinlerim, sonra uzun zaman dinleyemem tekrar :)
Neyse bu aralar oğlum çok çok akıllandı. Akıllandı dediysem artık uslu akıllı söz dinleyen bir çocuk olduğu anlaşılmasın o anlamda söylemedim. Kurduğu cümleler olaylara yaklaşım bakımından. Yoksa şımarıklık ve söz dinlemezlik hat safhada. Öğretmeni de şaşırıyor, ben burda hiç bir sorun yaşamıyorum, keşke burda sorunlu olsa da düzeltsek diyor, siz evde beceremiyorsunuz der gibi. Oğuz emre maalesef yapma denen şeyi yapma konusunda aşırı inatçı, senin dediğin değil benim dediğim olacak modunda. Çok kararlı ve sonuna kadar zorluyor şansını.Bazen ceza da alıyor ama iyice abartıyor o zaman. Kızıyor, git , artık seni sevmiyorum, sen öl, bidaha bize gelme falan diyor, öfkesi kolay geçmiyo :)
Fiziksel gelişimine gelince 104cm olmuş. Doğduğunda 52 cmdi. Kendini ikiye katlamış, kilo almıyo pek. Sevdiği yiyecekler dışında bişeyler yedirmek imkansız. Zaten yemek yedirmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Söz dinlemiyor, kandıramıyorum da eskisi gibi.Masalllar kifayetsiz kalıyor
Aklıma geldikçe yazıyorum, kopuk kopuk oluyor gerçi, sık sık ingilizce kelimeleri soruyo bana, polis ne demek ingilizce diyor, police dedim ben, biraz farklı bir aksaanla söyledim sadece, hayır sen bilmiyosun policeman olacaktı diyo :) ne desem haklısın oğlum dedim. Akşam da otobüs ne demek dedi ingilizce bus oğlum dedik, hayiiiy double deck bus dedi, yuhh dedim, daha neler duyacağız :) körüklü otobüs demekmiş, babası bana yardımcı oldu :)
Öyle işte, bazen bizi kahkahalarla güldürüyor, mutlu ediyor, bazen sinirlendiriyor.
Sinemaya gittiğimiz gün sinema saatine kadar dükkanları dolaştık, acayip mutlu oldum, benim oğlum büyümüş. Bana eşlik etti çok güzel bir şekilde. Bana fikir verdi falan. Kolye bakıyordum mesela, gidip bitane beğeniyor, bu nasıl anne diyor, takıyorum nasıl oldu diyorum, fena olmadı diyor, başka bitane ben de gösterip takıyourm bu nasıl oldu diyorum, bu daha iyi oldu diyor, acayip tatlı yaa, sonra bi tane daha getirdi, çok çok güzeldi çok beğendim taktım nasıl oldu dedim, iyi görünüyor anne dedi, satıcı kızda şoka girdi, sen neler biliyosun falan dedi , çok eğlenceliydi gerçekten.
Ayrıca beni izleyip gözlemlemesi de hoşuma gidiyor, mesela sen portakalı çok seviyosun dimi anne dedi geçen , bi günde o muz yiyor, küçük muzlardan 7-8 tane yiyebilme kapasitesi var. Ben bi tane yiyorum genelde. Bir tane daha istedim olmaz anne diyor sen hep bir tane yersin, sana bu kadar yeter :)
Akşamları genelde kendi odasında kendi yatağında yatıyor ama çiş sorunu devam ediyor ne yazıkki, hatta birlikte yatarkenkinden daha sık bir şekilde çişini altına yapıyor maalesef. Öğretmeniyle de konuştuk ama şimdilik işe yaramıyor, yanlışlıkla oldu, farkedemedim falan diyor. Kızamıyorum tabii, kızılacak bişey değil zaten.
Kardeşiyle ilgili de oldukça heyecanlı görünüyor eskisinden daha istekli görüyorum, inşallah doğumdan sonra da böyle devam eder. Kerem diyoruz kardeşine. Sen kerem diyemezsin diyor, o benim kerem'im. Sadece ben Kerem diyebilirim diyor, çok sahiplenmiş bir hali var ne zaman doğacak diye de soruyo sürekli. Onu ben beslicem, arabasını ben kullanıcam diyor, bakalım göreceğiz.
23 nisan hazırlıkları var okulda. Heyecanlı biizmki de. Meksikalı çocuklar var, Amerikalı çocuklar var, japon çocuklar var alman çocuklar var diyor, onların hepsinin bayramı, bu bayramı bize Atatürk armağan etti diyor, o çoukları çok severdi ben de onu seviyorum diyor. Hatta japonya'ya gimek istediğini söyledi. Ahh oğlum ben de istiyorum, dedim, gidelim anne dedi. Kerem doğsun biraz büyüsün birlikte gidelim dedim, doğmasını bekleyemicem hemen gidelim dedi :) Babaya söyleyelim dedim, baba gelmesin birlikte gidelim dedi :)
Babasıyla trafik seti içeren bir oyuncak almışlar, bu aralar ilgisini trafik işaretleri çekiyor o yüzden. Birazdan kavşağa gireceksin anne, yavaş, Dur vardı durmadın suçlusun diyor, zaten kırmızı ışık yeşil ışıkları uzun süredir biliyor, onları takip ediyor, park edebilirsin bak park yeri diyor. Gözlemler süper.
Dil gelişimi de yaşıtlarından önce diye düşünüyorum. Bağlaç kullanımları falan çok başarılı, böyle olduğu halde şöyle yaptım falan dedi geçen, şaşırttı beni, akşamda sana basitçe anlatayım diyor, onun dışında biraz su iç bu kendini daha iyi hissetmeni sağlayacaktır, içim ferahladı gibi uygun alakalı laflar ediyor, mutlu ediyor bizi.
Comments