Maldivler

19 Mayıs tatilini tüm haftaya tamamlayıp Maldivlere tatile gittik eşimle. Oğlanı köyde annanesinde bıraktık. Aslında Maldivler fikri aklımda hiç yoktu. Önce İspanyayı düşündük olmadı, sonra Orta Avrupa Turu, Prag Viyana Budapeşte turu düşündük aksilikler oldu ve o turda olmadı. İznimizi almıştık illa bir yerlere gitmek istedik. aklımıza Maldivler geldi, herşey yolunda gelişti, uçak otel herşeyi 1 haftaiçinde ayarladık ve muhteşem tatile doğru yola çıktık. Oğlumu bırakma konusunda hiç bir zorluk yaşamadığımızı söylemek istiyorum, zaten ona söylemiştim, köye gidicez sen orada kalacaksın dedik, tamam dedi, itiraz etmedi hiç.Seviyor köyü, zaten annanesine de alışık. Ben bahçeci olcam diyor, ağaçları çok seviyor, sebzeleri, çiçekleri filan. Canım oğlum benim annesinin oğlu :)
Maldivlere gelince çok fazla anlatmaya gerek yok, çok güzeldi. turkuaz bir deniz, pudra gibi bembeyaz kumsal, palmiye ağaçları ve sessizlik huzur. Kötü olması mümkün değil. Tabii akvaryum gibi bir denizin içinde yüzmekte harikaydı, muhteşemdi. Asıl zevk aldığımız konu oydu zaten. Denizden çıkamadık. Çok zevkliydi. Benim gözlerim, genizim yanar denizde normalde. Burada hiç olamdı öyle birşey, çok tuzlu değildi sanırım. Balık sürüleriyle birlikte yanyana yüzmek çok değişik bir deneyimdi. Unutulmazdı. İlk şnorkel deneyimini orda yaptım, artık başka yerde almak zor. Türkiye'de mümkün değil sanırım. Hele hele dalış yapmadan o kadar çeşiti görmek hiç olmaz sanırım. Zaten eşimle çocuklar büyüsün yine gelelim dedik, sevdik çok.
Dönüşte oğlumu almaya gittik. Oğlumu çok özlemiştim, hergün konuştuk gerçi 1-2 kez. İyi olduğunu, kamyon çizdiğini bana çiçek topladığını, marulları suladığını falan anlattı. Rahatladık tabii. Bizi çok özlemiş, uzun uzun sarıldı, bırakmadı.
Çok iyi gördüm oğlumu, hafif kilo almış, yanakları dolmuş, kırmızı kırmızı olmuş, köy havası yaramış. Giderken hafif öksürük vardı, burnu akıyodu filan. Bence İstanbul'da kalsaydık kesin hasta olacaktı. Hasta olcak diye çok korktum, uzaktayken hele hele, elin kolun bağlı olması çok fena olurdu. Çok şükür öyle bişiy olmadı. Dedesiyle de iyi anlaşmışlar, herkes anlatıp durdu, şöyle iyi böyle akıllı diye. Canım benim yaa. Büyümüş benim oğlum.
Bu arada adada kilo almışım, 2 kilo alıp dönmüşüm tatilden. İnşallah bebişte kilo almıştır.




Comments

Popular posts from this blog

EDWARD MORRISON

Uçurtmalar-Elif Şafak