Her sabah konuşuyoruz oğlumla, hergün özlemim daha da derinleşiyor, her sabah onunla uyanmak, tepemde zıplaması, beni zorla yataktan kaldırmasına izin vermeyi bile özledim. Telefonda konuşmayı pek sevmiyor bizim tospağa, genelde sorularıma cevap alamıyorum, konuyu dağıtıyor veya şımarıklık ediyor. Az önce konuştuğumuzda bol bol 6yla 8 yanyana gelirse kaç eder 3le 4 yan yana gelirse kaç olur tipinde sorular sordu. Sonra bana gelirken birsürü puzzle getir tamam mı dedi. Mater, şerif, sally, mcqueen, doc hodsun daha bir sürü kahraman saydı. Nasıl bulacaksam onları. Bulduklarımı alırım annecim dedim, sonra tekrar şımarmaya başladı, ben anne bile diyemem, ben sadece iif diyebilirim, ben zaten bebeciğim, bebeciğin aynına gelcen mi dedi. sonra kapattı.Canım bebeğim.
EDWARD MORRISON
Temizlik yaptım bugün... Hem de tüm benliğimde Bütün kaslarımı,sinirlerimi, kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim. Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce. ... Görmenizi isterdim. Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış inanmazsınız. Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle. Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını. Her yere görebildiğim göremediğim her yere serptim. Atarken kırgınlıklarımı bakmadım neydi onlar diye. Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanası. Bakmadım merak da etmedim. Bağışlamayı ekerken tekrar kırılmaktan korkuyordum belki. Kıskançlığımı çıkardım. Meğer ben ne az kıskançmışım. Çok kolay oldu. Sevindim. Sanki kaybetmiş bir eşyamı bulmuş gibi oldum. Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde. Nasıl temizlerdim hiç bilmiyorum. Sıra korkularıma gelmişti. Çıkarmaya bile korktum önce. Ne de çok alışmışım onlarla yaşamaya. Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır İçten içe bir sevgi nasıl duyulur anlayamadım. Yerini toprağını sevmiş mor bir menekşeydiler. E... ne de ol...
Comments