Anne seni çok çok çok çok çooook seviyorum dedin, bende dayanamadım sordum oğlum beni neden bu kadar çok seviyorsun dedim, çünkü sen prensessin dedin :) bebeğim yaa, sen inanılmaz bir çocuksun, büyüyünce sevgin küçülecek biliyorum ama ben şimdilik keyfini çıkarıyorum :)
Bu aralar puzzlelar, okumalar, origami ve iphone oyunlarıyla vakit geçiriyorsun, 4 basamaklı sayıları çok rahat okuyorsun, kumbaranı çok seviyorsun , sürekli daha fazla paran olsun diye uğraşıyorsun :) Kardeşinle aran limoni, bazen çok seviyorum diyorsun bazen onu hiç sevmiyorum o neden geldi diyorsun, bazen de ona ufak çaplı zararlar veriyorsun. Ttabii bu sana biraz pahalıya patlıyor, özellikle baban hiç affetmiyo bu davranışlarını.
Mevsimleri ayarı günleri hatta hava durumunu bile çok iyi biliyorsun, bugün ayın kaçı hangi gün, hangi mevsimdeyiz farkındasın. Sabahleyin bugün hava parçalı bulutlu deyip beni koparttın, ne demek parçalı bulutlu oğlum dedim, hem bulut var hem güneş dedin. Akıllı bıdığım benim. Sevilmeye okşanmaya öpülmeye şımartılmaya doyamıyorsun ama en çok anne yapsın istiyorsun, başkası bana ellemesin diyorsun :) tam bir fıstık canavarısın. Vahşi oyunlardan hoşlanıyorsun. Boğuşmak istiyorsun benimle kovalamaca atlamaca zıplamaca.  canavarcılık polisçilik hırsızcılık oynamak istiyorsun. Anne de sana eşlik etmeye çalışıyor.
Birde ölüm korkusu baş gösterdi sende. İnsanlar ölmesin diyorsun hatta insanlar ölüyor diye ağlıyorsun. Aslında bende de ölüm korkusu vardır ama seninle beraber aşıcam galiba bu korkuyu. Barış Manço şarkısından bile hüzünlü bir satır çıkartıp bu şarkı ölümle ilgili bunu söyleme diyorsun. Anne ölme nolur ölme diyorsun, henüz hazır olmadığın için hayır ölmicem, birlikte yapacaklarımızdan bahsedip senin bisiklet sürdüğünü görmeden, birlikte uçurtma uçurtmadan balık tutumadan ölmeye seni bırakmaya niyetim yok diyorum rahatlıyorsun özellikle gece  uyumadan önce illa bir ölüm korkusu yaşanıyor yatakta.
Uzun süredir hastalık derdimiz yoktu, güneşe aldanıp dışarılara atınca kendimizi maalesef hastalıklar tekrar baş gösterdi. Oğuz Kerem ve ben. Bende de çocuk bağışıklılık sistemi olduğu için dağıldım onlarla beraber.
Keremcim de gün geçtikçe büyüyorsun ve tatlılaşıyorsun, seni öpmeye koklamaya doyamıyorum. Hele hele yüzüme bakınca ellerini yüzümde dolaştırınca zevkten dört köşe oluyorum, gözlerime bakıyorsun, beni sıkı sıkı tutuyorsun, gitme der gibisin, saçlarıma asılmaya da başladın. Ek gıdalara pek alışamadın sanki, biraz hazımsızlık problemi yaşıyorsun.Artık emmenin keyfine de vardın, bulunca bırakmıyorsun, tüm gece emmek istiyorsun, benim hiç halim kalmıyor tabii , ama yine de annelik böyle birşey sanırım idare ediyorum, hala yaşıyorum :)

Comments

Popular posts from this blog

EDWARD MORRISON

Uçurtmalar-Elif Şafak